Testlerimiz, teknolojimiz ya da Genetik Tanı Merkezimiz ile ilgili sorularınız ve daha fazla bilgi almak için, bize ulaşın.
Her insanın genetik şifresi kendisine özeldir ve her açıdan tek olmasını sağlar. Bu durum insanlar arasında fiziksel yapı, sağlık durumu, kişilik özellikleri, sportif ve sanatsal beceriler açısından görülen farklılıkların önemli bir kaynağıdır. Genetik şifremiz organların oluşumu ve fonksiyonu ile ilgili bilgiler içerdiği gibi sık görülen hastalıklara olan eğilimin önceden belirlenmesi ve önlenmesi, vücut ağırlığının ve hormonal dengenin düzenlenmesi, sağlıklı ve uzun bir yaşama sahip olmayı sağlayacak bilgileri de kapsamaktadır. Genlerimiz sağlığımızın belirlenmesinde ve tedavilere yanıtlarımızda temel bir rol oynar. Her on kişiden altısı 60 yaşına kadar, en azından kısmi olarak kişisel genetiğinden kaynaklanan bir hastalıkla karşılaşacaktır. Çok hızlı gelişen teknoloji sayesinde genetik hakkında artan bilgilerimiz, hastalıkların anlaşılması, daha oluşmadan önlenmesi, tanısı ve tedavisi üzerinde büyük etkiler yaparak tıpta bir devrim yaratmakta ve onu hızla dönüştürmektedir. Bu nedenle genetik şifrenin çözülmesi hastalıkların tamamen kişiye özgü bir şekilde tanı ve tedavisini sağladığı gibi, sağlıklı kişilerin de risklerinin önceden belirlenerek sağlıklı ve uzun bir ömür sürmelerine imkan sağlamaktadır.
Kisiler arasindaki genetik farkliliklar, sagligimizi ve formumuzu korumak icin alacagimiz onlemlerin de farkli olmasini gerektirmektedir. Teknolojinin geldigi son noktada bir kisinin genetik sifresinin tamami cozulurek o kisinin uzun ve saglikli bir yasama sahip olmasi icin oncelikle yapmasi gerekenler kendisine ozgu bicimde ortaya konabiliyor. Medyada hergun saglikli yasam ve beslenme ile ilgili yer alan haberler kisilerde cok fazla kafa karisikligina neden oluyor, bir kisinin tum bu tavsiyeleri yerine getirmesi ne mumkun ve ne de gereklidir. Ornegin belli bir diyetin (Atkinson, Protein, Ketojenik veya Karatay diyeti vb.) herkese ayni sekilde uygulanmasi tek beden bir elbiseyi herkese giydirmeye calismaktır. Gunumuzde bireyin beslenmesi kendi genetik profiline göre düzenlenebiliyor ve bu şekilde belirlenen sizin bedeninize en uygun diyetler diğer jenerik diyetlere göre 4 kat daha hızlı sonuç veriyor. Benzer şekilde; örneğin iki şeker hastası hiçbir zaman birbiriyle aynı değildir ve bu nedenle aynı şekilde tedavi edilemez. Bu durum ‘komşunun ilacı her zaman komşuya iyi gelmez’ gerçeğini de en iyi şekilde açıklamaktadır. Genetik aynı hastalığa sahip bireyler arasındaki temel farkları ortaya koyarak hastalığın tamamen bireye özgü şekilde tedavi edilmesini mümkün kılmaktadır.
Kisilerin genetik sifresinin ortaya cikarilmasi, hastaliklardan korunmak icin bireyin onceliklerinin belirlenmesini sagliyor. Genel saglik tavsiyeleri bazen kisinin bir konuda onemli bir riski varken, kendisi icin onceligi olmayan başka konularda gereksiz yere endiselenmesine yol açabiliyor ve asil uzerinde durulmasi gereken konular bu nedenle gozden kacabiliyor. Bu durum ‘batan bir geminin guvertesinde sezlonglarin duzeniyle ugrasmaya’ benzemektedir. Gunumuzde kisilerin sik gorulen hastaliklarla (kanser, kalp-damar hastaliklari, obezite, diyabet vb.) ilgili riskleri onceden belirlenip bu hastaliklar daha ortaya cikmadan kendilerine özgü bir biçimde onlem alinabiliyor.
Genetik açıdan her birimizin benzersiz oluşu, hastalıklara karşı farklı yatkınlık ve direncimizin oluşunu sağladığı gibi birbirimizden farklı hızlarda yaşlanıyor oluşumuzdan da sorumludur. Yaşlanma aslında hücresel düzeyde olur, vücudumuzdaki her hücre yaşlanır ve bugün bunun genetik mekanizmasını biliyoruz. Biyolojik yaş; genetik faktörler, hayat tarzı, stres durumu, beslenme alışkanlıkları gibi faktörlerle takvim yaşından farklı oluyor. Bu nedenlerle biyolojik yaşımız takvim yaşımızdan farklıdır ve bireyler birbirinden farklı hızda yaşlanır. Hepiniz gözlemişsinizdir: 40 yaşında bir kişi 60 gösterebilir veya bunun tam tersi olur.
Genetik testle kişilerin kromozomlarına bakılarak, kronolojik yaşının dışında biyolojik yaşı belirlenmektedir. Kromozomlarımızın uçlarında genetik materyali koruyan bölgeler; yani telomerler vardır. Bu bölgeler her hücre bölünmesi ve yenilenmesinde bir miktar kısalmaktadır. Belirli bir kısalığa eriştiğinde hücreler artık bölünemez hale gelir, yaşlanır ve ölürler. Bu nedenle yaşlılarda yara iyileşmesi, kemik kaynaması gibi olaylar daha uzun zaman gerektirir. Dolayısıyla kişinin telomer uzunluğu, yaşlanma prosedürü ile direkt ilişkilidir.
Telomerler kromozomların uçlarında yer alan koruyucu DNA bölgeleridir ve her hücre bölünmesinde boyları bir miktar kısalır. Telomer boyu kısalmasının hücre yaşlanması, yenilenme kabiliyetiyle ilişkili olduğu bulunmuş ve bu kısalmanın bireylere özgü farklılıklar gösterdiği, bunun da kişilerin farklı hızlarda yaşlanmasına neden olduğu bulunmuştur. 2009 Tıpta Nobel Ödülü, kromozomların hücre bölünmesi sırasında nasıl replike olduğunu ve yıkımdan nasıl korunduğunu gösteren üç bilim adamına verildi. Bilim adamları, yanıtın kromozomların uçlarında yer alan telomer bölgeleri ve bunları oluşturan telomeraz enziminde bulunduğunu ve bunun yaşlanma süreciyle (aging) direkt olarak ilgili olduğunu ortaya koydular. Laboratuvarda farelerin sadece telomerlerinin deneysel olarak kısaltılması 6 kat daha hızlı yaşlanmalarına neden oldu ve aynı farelerde telomer boyları uzatıldığında yaşlı farelerin tekrar gençleştiği görüldü. Bu adeta zamanı geri almaktı ve anti-aging çalışmalarında yeni bir çığır açan devrimsel bir dönüm noktasıydı.
Bunun yanında telomer kısalığının hastalıkların oluşumunda da önemli bir rolü vardır. Telomer kısalması vücudumuzda tüm hücrelerde meydana geldiği için, örneğin bağışıklık hücreleriniz yenilenme kapasitesini yitirdiğinde kansere karşı etkin savaşamaz ve ileri yaşlarda kanserlerin artmasının nedenlerinden biri budur. Nöronların yaşlanmasıyla, Alzheimer Parkinson Demans arasında ilişki vardır. Cildin elastikliğini kaybetmesi, kırışıklıklar, enerji ve cinsel fonksiyon düşüklüğü, görme netliğinin azalması hepsinde telomer kısalmasının rolü vardır.
Telomer uzunluklarının ölçülmesi bilimsel olarak yaşlılığın belirlenmesinde primer bir biyomarkerdır. Bugün ülkemize bizim de yaptığımız TAT (Telomere Analysis Technology) testi ile telomerlerinizin boylarını belirliyoruz. Bu testte 100.000 telomerin boyu tek tek ölçülüyor ve ortalama telomer uzunluğu, kısa telomerlerin yüzdesi gibi pek çok index saptanarak sizin takvim yaşınızdaki kişilerle karşılaştırılıyor ve takvim yaşınız yanında tahmini biyolojik yaşınız tespit ediliyor. Bu test genetik, yaşam tarzı ve çevresel faktörlerin tamamının telomer üzerindeki etkilerini gösteriyor. TAT testinin yapılması kişiye özgü bir anti-aging rejiminin belirlenmesi için bir temel sağlıyor.
Merkezimizde sağlıklı ve uzun yaşam ile ilgili yapılan testler şunlardır: